BU NASIL YARDIM
ANLAYIŞI?…
Bugün Ramazanın ilk günü.
Gece sahura kalkıp oruca niyetlendik. Yüce dinimiz İslam, paylaşmaya ve
yardımlaşmaya büyük önem vermekte, varlıklı kişilerin yoksul ve kimsesizlere yardım
etmelerini öngörmekte. Özellikle Ramazan ayının bu yardımlar için çok önemli bir fırsat olduğu herkesçe
bilinmekte.
Geçen yıl Ramazan ayında
medyadaki bir haberi izlerken çok etkilenmiş, adeta insanlığımdan utanmıştım.
Bir ilimizdeki önemli bir kuruluş, yoksullara yardım amacıyla Ramazan kolileri dağıtacağını duyurmuş,
insanlar bir salonda toplanmış. Basın mensupları, kameralar, tüm medya orada
yardımın dağıtılmasını görüntülemeye çalışıyorlar. Yardım yapan kurumun
yetkilileri, yüzlerinde büyük bir gurur ifadesiyle gülümseyerek objektiflere
poz veriyorlar. Zavallı yoksul insanlarımız, kadınlarımız, kameralara görüntü
vermemek, tanınmamak için yüzlerini kapatıyor, bazıları masaların altına
saklanmaya çalışıyorlar. Onların yüzlerindeki utanç ve mutsuzluk, kameralara ve
fotoğraflara yansıyor. Kendi kişisel egolarını tatmin etmek için bu zavallı
insanları kullanmak nasıl bir duygudur?
Son yıllarda bu
görüntüleri sık sık izler olduk. Hatırıma, geçtiğimiz yıl bir belediyemizce
okulların açılışı münasebetiyle öğrencilere kalem,silgi,defter, çanta gibi okul
malzemeleri dağıtma töreni geldi.Bu armağan paketlerini almak üzere anneleriyle
belediye önünde toplanan yüzlerce çocuk, yaşanan izdiham ve kargaşa nedeniyle perişan oluyor… Ağlayanlar, ezilip
sakat kalma tehlikesi yaşayanlar, itişip kakışanlar… Bu kâbusu yaşayan
insanlarımız, anneler, çocuklar, yaşamlarının ileriki dönemlerinde bir kalem, bir
silgi için yaşadıkları travmayı, döktükleri gözyaşlarını mutlaka hatırlayacak
ve belki de hiç unutmayacaklar.
Ben, “ yoksullara yardım
“ gibi çok hassas ve dikkatli olunması gereken bir konunun, böyle insan onurunu incitici bir şekilde gerçekleştirilmesini
ülkemize ve insanımıza yakıştıramıyorum. O görüntüleri izlerken ben de çok
etkilenip acı çektim ve kendime şu soruları sordum? Acaba bu yardımlar , yoksullara yardım gösterisine
dönüştürülmeden, insanlar rencide edilmeden, onurları zedelenmeden yapılamaz
mı? Bu yardım malzemeleri, dünya aleme, medya kuruluşlarına duyurulmadan,
gizlilik içinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamaz mı? Sosyal devlet anlayışı bu
değil midir?
Geçmişten günümüze bizim
kültürümüzde yoksullara yardımın çok önemli bir yeri olduğu yadsınamaz. Yüce
dinimiz İslamiyet’in, yardım ve dayanışmaya verdiği önem de herkesçe
bilinmekte. “ Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen yüce
peygamberimiz, bir başka hadisinde
“Sağ elin verdiğinden, sol elin haberi olmayacak.” sözleriyle yardımlarımızın gizli olması konusunda bizi uyarmakta. Ama
günümüzde böyle mi? Bir elin verdiğini diğer elin görmesi bir yana, tüm dünya
görüp duyuyor.
Atalarımız, ihtiyacı olanlara, yoksullara
gizlice yardım yapılması amacıyla “ Sadaka Taşı” nı icat etmişler. Eski
İstanbul’da birçok semtte bu sadaka taşlarından vardı. İki metre kadar uzunluğu
olan bu taşların üst kısımlarında çanağı andıran bir oyuk açılır, sadaka
verenler parayı buraya bırakırlardı. Taş oldukça yüksekte olduğu için oraya
uzanan kişinin para aldığı veya oraya para bıraktığı anlaşılmazdı. İhtiyacı
olan kişiler, genellikle gece geç saatlerde taşın yanına gelir, oradan ihtiyacı kadar parayı alır,
gerisine dokunmazdı.
Halk kültürümüzde önemli yeri olan efsanelerde de ak sakallı bir evliya,
genellikle geceleri kimseye görünmeden , yoksul kişilerin kapısının önüne
yardım torbasını bırakır. Sabahleyin kapısının önünde bu yardım torbasını gören
bu kişi de mutlu olur.
Herkes görsün, işitsin, kendisini övsün diye yardım yapmak çok yanlış
bir davranıştır, gerçek Müslümanlıkla bağdaşmaz. İnsanın kendisini göstermesi,
egosunu tatmin etmesi değil, toplumun bir yarasına merhem olmak amaç olmalıdır.
Asıl utanması gerekenler, maddi bakımdan yoksul olanlar değildir. Gerçek
yoksulluk, merhametten, şefkatten, insani duygulardan yoksun olmaktır.
Son dönemlerde insanların giderek bencilleştiğini, maddi değerleri her
şeyin üstünde görüp, manevi değerlerden uzaklaştığını görmekteyiz . Halbuki
toplumdaki tüm fertlerin en önemli görevlerinden biri, yoksul ve çaresizleri
bulup, onların dertlerine çare olmaya çalışmak, acılarını dindirmek olmalıdır.
Her toplumda varlıklı ve yoksul insanlar mutlaka bulunacaktır. Önemli olan,
toplumdaki sosyal ve ekonomik farklılıkları çağdaş bir anlayışla gidermeye
çalışmaktır.
Aziz Birinci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder