BALTALAR
ELİMİZDE ; SİLAHLAR BELİMİZDE…
Bizim
kültürümüzde silahın önemli bir yeri ve anlamı vardır.Erkek egemen bir toplum
olarak bizde silah tutkusu,erkek kimliğinin güç göstergesi olarak geçmişten
günümüze dek artarak devam etmekte.Benim ülkemde silah,mertlikle,delikanlılıkla
özdeştir.Doğumundan itibaren tüm erkek çocuklarına yaş günü,sünnet,bayram vb.
özel günlerde oyuncak silah hediye etmek geleneğimizde vardır.Çocuk,onunla
oynayan arkadaşlarına ateş edip onları öldürür ve gururla objektiflere poz
verir.Çevresindekiler onu büyük bir hayranlıkla alkışlarlar.Toplumumuzda çocuk
yaşlarda başlayan silah kullanma tutkusu giderek yaygınlaşmakta.Birkaç yıl önce
ünlü bir silah firması dönemin başbakanına hayli pahalı bir silah hediye
etmiş,başbakan da bu değerli hediyeyi gururla ve memnuniyetle kabul
etmişti.Silah koleksiyonu yapan,çevresindekilere sedef kakmalı tabancalar
hediye eden büyüklerimizle gurur duyarız biz.
Ülkemizde
ciddi bir bireysel silahlanma var. Yapılan istatistikler,ülkemizde 2001
yılından 2011 yılına dek silahlı şiddet olaylarında %83 artış olduğunu
göstermekte. Her 100 kişiden 12 sinde silah var ve yılda 4500 kişi ateşli
silahlarla ölüyor.2011 yılında 78 ülke arasında Türkiye bireysel silahlanma
konusunda 14. sırada.(Biraz daha çaba gösterirsek dünya birincisi olabiliriz.!!!) Silah kullanıcıları
çoğunlukla erkek ve silah tutkusu,erkek kimliğinin güç göstergesi olarak
günümüze dek gelmekte.Anlaşmazlıklarda bir çözüm aracı olarak görülen
silah,çoğunlukla savunma amacıyla değil,öldürme amacıyla kullanılmaktadır.
Biz mutluluğumuzu,zafer coşkumuzu havaya
silah sıkarak gösteririz.Buna kadınlar ve çocuklar da dahildir.Düğünlerde,asker
uğurlamada,takımımız galip geldiğinde,bayramlarda velhasıl her fırsatta silaha
sarılıp rastgele ateş ederiz. Düğünlerde genç evliler dünya evine girmenin
mutluluk ve coşkusunu yaşarken,bu coşkunun doğal sonucu olarak açılan ateş
sonucunda bazıları da dünya evini terk etmenin bahtsızlığını yaşarlar.
Gün
geçmiyor ki maganda kurşunu ile öldürülen masum insanların haberi ile
karşılaşmayalım.Nitekim,medyadan öğrendiğimde beni çok derinden etkileyen ve
bir baba olarak çok duygulandıran zavallı Umut’un hazin ölümü gibi. Geçtiğimiz
Ağustos ayında,İzmir’in Karabağlar ilçesinde, 6 yaşındaki Umut Ceylan,okula
kayıt yaptırdığı gün,annesi ve ablasıyla parkta oynarken kimliği belirlenemeyen
bir magandanın silahından çıkan kurşunla yaşama veda etti.Bu nasıl bir canavarlıktır? Bu nasıl bir ruh
halidir ki henüz hayatının baharında körpe yavrulara kıyabiliyor? İnsanın beyni
uyuşuyor,kalbi daralıyor ve Umutlarımız giderek tükeniyor.Parkta oynayan
çocukları ateşli silahlarla öldürenler,düğünlerde coşup çevresine rastgele ateş
edenler,takımının galibiyetini kutlamak için yoldan gelip geçeni vuranlar
uzaydan dünyamıza ışınlanmış birtakım vahşi yaratıklar değil,içimizde yaşayan
insan kılıklı yaratıklar.Her an birimiz bunların kurbanı olabiliriz.Bu durum
devam eder ve önlem alınmazsa belki bir gün gelecek,sokağa çıkarken çelik yelek
giyip başımıza kask takacağız.
Ülkemizde
yaşanan hızlı toplumsal değişim,aile içi ilişkileri de zayıflatmış,ailede
sevgi-saygı ortamından yoksun yetişen çocukların şiddete yönelmeleri kaçınılmaz
olmuştur.Gelişme çağındaki çocuklarda henüz iyiyi- kötüyü , doğruyu-yanlışı
ayırt etme bilinci yeterince oluşmadığı için çocuklar,bazı televizyon
programları ve dizilerde izledikleri davranışları sorgulamadan,düşünmeden
çevresine yansıtmakta,dizi kahramanlarını kendilerine rol model olarak almakta
ve şiddete yönelmektedirler. Kurtlar Vadisi ve benzeri dizilerin,çocuklarda ve
gençlerde çeteleşmeyi,silah tutkunluğunu ve şiddeti özendirdiği bilimsel
araştırmalarla kanıtlandığı halde bu tür programların yayınının devam etmesi
toplumumuzun geleceği açısından endişe vericidir.
Geçenlerde
medyamızda yer alan bir haber konumuzla çok yakından ilgili olduğu için burada
bu haberden söz etmek istiyorum: ”Adalet bakanlığı hakim ve savcılara %50
indirimli silah temini için firmalarla anlaştı.” Haberin devamında, kampanya
süresince toplam sayıları 12 bin civarında olan hakim ve savcıdan 10 bine
yakınının tabanca almak için başvurduğu belirtilmiş. Bu haber
üzerine,Trabzon’un bir ilçesinde görev yapan bir cumhuriyet savcısı, twitterdan
meslekdaşlarıyla duygularını şöyle paylaşmış: ”Kampanyaya katılan tüm
arkadaşlarımın,bu silahları iyi günlerde (düğün,bayram,seyran vb.)
kullanmalarını dilerim.”
Bu
sözleri gazetede okuyunca dehşete düştüm. Devletin,ülkede hukuk nizamını
koruması için yetiştirip görevlendirdiği insanlar,ucuz temin ettikleri
silahları düğün ve bayramlarda,keyifli günlerde gelişigüzel kullanmayı
düşünüyorlar. Eeee pes doğrusu.
Günümüzde
ülkemizin en önemli sosyal sorunlarından birinin,insanın yaşam hakkını tehdit
eden bireysel silahlanma olduğunu
görüp,bilinçli ve çağdaş düşünen tüm bireylerin buna karşı çıkması gerekir.
Toplumsal ve bireysel ilişkilerde sorunların çözümü için akıl ve mantık yerine
fiziksel güç ve silah kullanılması bir zayıflık,güçsüzlük ve hatta ahlâksızlık
olarak değerlendirilmelidir. İnsanlarımız ancak bu bilinç düzeyine eriştikleri
zaman toplumsal şiddetin azalacağına,karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı daha
huzurlu, mutlu ve uygar bir geleceğe erişeceğimize inanmak istiyorum.
Dr.Aziz Birinci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder