10.4.13

Bir Başkadır Benim Memleketlim




  BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETLİM…
              
                   Bazen düşünüyorum da kafamı karıştıran şu sorunun cevabını bir türlü bulamıyorum: Acaba benim ülkem kadar insan hayatının ucuz olduğu,insan hayatına değer verilmeyen başka bir ülke var mıdır? Zaman zaman medyadan bazı haberleri okuyup izlediğimizde,acaba gülsem mi , yoksa ağlasam mı,diye ikilemde kaldığımız durumlarla sık sık karşılaşmaktayız.Bu inanılması güç olaylardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Aygaz tüpünün gaz kaçırıp kaçırmadığını çakmakla kontrol etmeye çalışırken tüpün patlaması sonucu ölüm. (Zonguldak-Ereğli)
Midesine kaçan sineği öldürmek için ağzına sheltox sıkan kişinin ölümü.(İstanbul-Sultanbeyli)
TEM otoyolunda alkollü olarak seyreden araçtaki beş kişinin,radyoda çalmaya başlayan oyun havasından etkilenip aracı sağa çekerek otoyolda göbek atmaları sonucu üçünün ölümü,diğerlerinin ağır yaralanması.(Adapazarı-Hendek)
Minibüsün içinde ısınmak amacıyla mangal yakan kişinin,gaz zehirlenmesi sonucu ölümü.(Kastamonu)
Yolda yürürken başına mermi düşmesi sonucu ölüm.(İstanbul İstiklal caddesinde bir üniversite öğrencisi)
Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısındaki taşı çıkarmak için ayağını silkeleyen kişiyi elektrik çarptığını sanan başka bir kişinin,cereyan akımından kurtarmak amacıyla kafasına kürekle vurup öldürmesi.(Rize,Ardeşen,Tunca köyü)
Bizim berberlerimize has bir hareket olan,tıraş ettiği kişinin boynunu rahatlatmak amacıyla sağa sola hızla çevirme sonucu küt diye boynu kırılan müşterinin,berber koltuğunda Hakk’ın rahmetine kavuşması. (Erzurum)
Bunlar,bireysel vakalar,bunlara çok sık karşılaşıp,adeta alıştığımız vakaları da ekleyebiliriz:
Yaz aylarında genellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde aşırı sıcaktan korunmak amacıyla dama çıkıp uyudukları evlerinin damından düşmek suretiyle ölen insanlarımız,
Şofben zehirlenmeleri sonucu,banyo yaparken ölen insanlarımız,
Kış aylarında doğalgaz havalandırma menfezini kapatıp,doğalgaz zehirlenmesi sonucu ölümler,
Kurban bayramlarında kaçan koç veya boğayı yakalamaya çalışırken,boynuzlanma sonucu ölümler. (Ülkemizde bazıları bayramın  mutluluk ve coşkusunu yaşarken bazıları ölümün soğuk yüzüyle tanışmanın talihsizliğini tadıyorlar.)
Lodos nedeniyle,kömür sobasından çıkan gazın geri tepmesi üzerine karbonmonoksit gazından zehirlenme suretiyle ölümler.(Lodoslu havalarda meteoroloji uzmanlarının sık sık uyarmalarına ve daha önce yaşanan acı olaylara rağmen)
Daha önceki bir yazımda da değindiğim bir hususu burada da zikretmeden geçemeyeceğim.Benim ülkemde maalesef  çocuklar,gençler,genç yaşlı pek çok  masum insan kaza kurşunu (Ne demekse) ile canını kaybediyor,yaşama veda ediyor.Düğünlerde,kazanılan bir maç sonrası galibiyet kutlamalarında,asker uğurlamalarında benim vatandaşım mutluluk ve coşkusunu rastgele çevresine ateş ederek gösterir.Tabii bunun doğal sonucu olarak da zavallı masum insanlarımız can veriyorlar.Bu nasıl bir mantıktır ki,benim mutluluğum başkalarının mutsuz olmasına,hayatların sönmesine yol açıyor.
Bu satırları kaleme alırken,televizyon haberlerinde spiker,Almanya ve Fransa’da Türk ailelerin oturduğu apartmanlarda yangınlar çıktığını ve bu yangınlarda ölenler olduğunu duyuruyordu.Bu  da yine sıklıkla yaşanan bir olay.Tamam,bazı faşist düşünceli Neo-Nazi fanatik Almanların da bu işlerde parmağı olduğu kesin;ancak bizim insanımızın da bu konuda ihmalleri aşikar.Niçin Almanların,Fransızların oturdukları evlerde bu kadar sıklıkla bu olaylar yaşanmıyor?
İnsanın aklına bazı sorular ister istemez takılıyor.Acaba araçların freni niye patlar? Bu olay neden sadece bizim ülkemizde yaşanmakta ve her yıl onlarca insanın ölmesine veya yaralanmasına neden olmakta? Sebebi gayet açık.Bizde araçların gereken bakımları zamanında ve gerektiği şekilde yapılmamakta.Hatta pek çok araç,bakım zamanı geldiğinde bakıma girmeden,girmiş gibi gösterilerek evrak düzenlenmekte.Sonuç ortada:Bir hiç uğruna yaşamlarını yitiren,sakat kalan insanlar.                 
   Maalesef ülkemizde her yıl pek çok insan,inanılmaz nedenlerle yok yere,pisi pisine canından oluyor,acılar yaşanıyor. Yaşanan bu ölümlerin nedenini düşünüyorum da aklım karışıyor,bir türlü işin içinden çıkamıyorum.Kural tanımazlık,adam sendecilik,kadercilik,aymazlık…
Geçenlerde evin ihtiyaçları için semtimizde pazartesi günleri kurulan pazara gitmiştim. Pazarda dolaşırken birden önüme çıkan uzun boylu  genç bir adam, elindeki kocaman bıçağı yüzüme doğru uzattı. Ben,şaşkın bir biçimde ne olduğunu anlamaya çalışırken,bıçağın ucundaki minik peyniri fark ettim.Adam,benim korktuğumu anlamış olacak ki,”Abi korkma,bu peyniri tadar mısın?” deyip bıçağı tekrar bana uzattı.  İşte benim insanım bu.
Bazı insanları,yaptıkları hatalarla ilgili olarak uyarmaya,bilgilendirmeye kalktığınızda alacağınız cevaplar üç aşağı,beş yukarı aynıdır: Bize bir şey olmaz abi,Acı patlıcanı kırağı çalmaz, Atın ölümü arpadan olsun…
Kutsal Ramazan ayında akşam vakti iftara yetişebilmek için aracını çılgınca süren insanlar bizim ülkemizde… Eski model aracının arka camına “Tek Rakibim THY” yazarak kendini uçak pilotu zanneden insanlar bizde… Aracına “Allah Korusun” yazıp her türlü kuralı ihlal eden ve kendisinin ve aracındakilerin canlarını Allah’a emanet eden insanlar da bizde…
Bizim insanımız kadercidir.Başına gelenleri “Takdir-i İlâhi” (Allah’ın takdiri) diyerek kabullenir.Halbuki yüce Allah,insanoğluna,diğer canlılardan farklı olarak “akıl” denilen nimeti vermiştir ki insanoğlu aklını kullanarak onun emaneti olan canını koruyabilsin.
Biz her zaman,”Bir başkadır benim memleketim” der,ülkemizle,insanlarımızla gurur duyarız.Ancak,ülkesini seven pek çok kişi gibi beni de rahatsız eden bu konuda duygularımı paylaşmak ihtiyacı duydum. Çünkü,”Her an başımıza acaba ne gelebilir?” diye düşünüp potansiyel bir kurban konumunda yaşamak hiç de kolay değil doğrusu. Ne zaman,nereden,nasıl geleceğini bilemediğimiz ölümün korkusu insanın içini karartıyor.Halbuki yaşamak,hayatın güzelliklerini sevdikleriyle paylaşmak ne kadar güzel!